Page 4 - tmp
P. 4

GİRİŞ


                   Tasavvuf, İslam'ın ahlak anlayışının bir hayat tarzı olarak yaşanması tecrübesidir.
                   İnsanın iç dünyasını imar edip kötü duyguları iyiliklerle değiştirerek ahlaki olgunluğa
                   ulaşmasını sağlamak ve hakikati anlamak için benimsediği bir hayat felsefesidir. Tasavvuf
                   kelime kökü bakımından değerlendirildiğinde farklı yorumlar ve görüşler görülmektedir.
                   Fakat tasavvufu sözcük anlamı ile değil, terim anlamıyla ele alacak olursak, tasavvuf;
                   nefis ınuhasebesi ve nefis mücadelesi yaparak kalbi kötülüklerden arındırmak ve güzel
                   ahlak sahibi olmaktır. Tasavvuf sofilerin bulunduğu hal durumlarına göre birçok tanımı
                   vardır.


                   Mesela.: Amr b. Osman Mekki (ö.291/903): "Tasavvuf; kulun içinde bulunduğu vaktin
                   gereğine göre, o vakit içinde işlenmesi en uygun olan amelle meşgul olmasıdır."


                   Derken;
                   Cüneyt Bağdadi (ö.297/909) :`'Tasavvuf; kalp huzuru ve dağınık olmayan bir zihinle
                   Allah'ı zikretrnek, sema ile vecde gelmek ve sünnete uygun şekilde amel etmektir."1

                   Tasavvuf'un konusu; bir dini yaşayış biçimi olan bu filmin kendine mahsus kurallarını
                   öğrenip onu yaşaınaktır. Gayesi ise, Hakk'ın rızasını kazanmak için nefsi kötülüklerden
                   uzaklaştırıp, güzel ahlak sahibi yapmaktır. Kısacası Allah ve Rcsulünün ahlakıyla
                   ahlaklanmaktır.


                   Din ve kültür zenginliklerinden dolayı insanlık tarihi boyunca farklı ekoller var
                   olagelmiştir. Bu ekollerden biriside tarikattır. Tarikat tasavvuf . düşüncesinde 5/11
                   yüzyıllarma kadar sürekli yenilenmeye başlamış, 6.7/12.13 yüzyıllarında kurumlaşmaya
                   başlayıp ortaya çıkmıştır. Tarikat sözlükte; gidilecek yol, izlenecek usul, metot, hal ve
                   durum demektir. Terim manası ise; sofinin makam ve hal gibi çeşitli psikolojik
                   merhalelerden geçerek hakikate ulaşmak, ilahi gerçekliği tanımak için takip ettiği yoldur.

                   Tarikatlar sosyal bir olgu olarak günümüze kadar devam etmektedirler. Bu gün başta
                   Nakşibendi, Kadiri olmak üzere birçok tarikat varlığını sürdürmektedir. Nakşibendi
                   tarikatı; Muhammed. Bahaeddin Nakşibendi tarafından 14.yy. kurulmuş olup, çok önemli
                   bir göreve sahip olup, Türkiye'de etkin rol sahibi bir tarikattır, siyasi görüşleri olmakla
                   beraber dini düşünceleri saf ve samimi bir anlayışları bulunmaktadır.3
                   Kadiri tarikat' ise; Abdulkadir Geylâni tarafından 12 yy başlarında soyu Ali bin Ebu Talibe
                   dayana bir tarikattır. Sesli zikir yapılmaktadır.
                   Sesli zikir yapmalarından dolayı cehri tarikatlar arasında yer almaktadır. Günümüzde
                   Kadirilik; Esedilik, Eşreflilik, Rurnilik kollarına ayrılarak etkinliğini sürdürmektedir.


                   Bizde bu çalişmamızda birçok tarikatı benimseyen ve Hz. Ali soyuna dayanan Kadiri
                   tarikatinın mensuplarından şeyh Ahmet Hazin Han'ın hayatını ve tasavvufi düşüncesini
                   anlatacağız. Çalişmamızda kendisi hakkında fazla bilgi bulunmayan bu şahsın, hayatından
                   bahsederken; kendisiyle yapmış olduğumuz röportaja dayanarak, konuyla ilgili
                   çalışmalarımıza yönelik kendisine sormuş olduğumuz sorulara vermiş olduğu cevapları
                   olduğu gibi aktaracağız.
   1   2   3   4   5   6   7   8   9